23 Ağustos 2011 Salı

YÜKSEKÖĞRETİMDE ULUSLARARASILAŞMA: ÜNİVERSİTE NEREYE KOŞUYOR?

Yükseköğretimde uluslararasılaşma üniversitenin geleneksel görevleri bağlamında hemen her zaman olumlu yaklaşılan bir olgu. Bilginin küresel ölçekte paylaşılması gereksinimi de bunu zorunlu kılıyor. Yükseköğretimde uluslararasılaşmayı akademik sistemler, kurumlar, hatta bireyler tarafından küresel akademik çevre ile rekabet için yürütülen politika ve uygulamalar olarak tanımlayabiliriz (Philip G. Altbach ve Jane Knight 2007). Buradan hareketle uluslararasılaşma iki yönde anlaşılabilecektir. Birincisi yükseköğretim kurumlarının sınır ötesi kurumlarla her tür karşılıklı değişim programları yürütmeleri, ya da ortak araştırmalar veya projelerde çalışmalarıdır. İkinci şekilde yaşanan ise iktisadi bir fenomen olup bir yandan öğrenci, hoca hareketliliği, diğer yandan program veya kurum hareketlilikleri ile yaşanan parasal tabanlı eğitim hareketleridir.
Tanımlar ve genel algıma böylesine olumlu olsa da işin uygulama aşamasında farklı durumlar ortaya çıkmakta. Zaman zaman uluslararasılaşma teriminin ışıltılı yıldızlarının dökülüşüne tanık olabiliyoruz. Uluslararasılaşmanın eşitsiz bir dünyada yaşanmakta oluşu yaşanan sorunlar cephesinin önemli etkenlerinden birisidir.
Uluslararasılaşma yükseköğretimi derinden etkilerken ve değiştirirken her ülke kendi eşitsizliğin neresinde olduğuna göre de kendi hesabına düşen payı alıyor. Örneğin eğer üniversiteler arasında öğrenci hareketliliğinden söz ediliyorsa burada yüzbinlerce öğrencinin eğitim için gittiği ülkeler bir ekonomik değer olarak bundan yararlanmaktadır
Yazının tamamıını İktisat ve Toplum Dergisi 10. sayısında okuyun.







Hiç yorum yok: