11 Mart 2012 Pazar

Türkiye'de Temel Eğitimde Kalite ve Eşitliğin Geliştirilmesi Zorluklar ve Seçenekler - Dünya Bankası Raporu


 
Juan Diego Alonso, Maureen McLaughlin ve Işıl Oral’dan oluşan Dünya Bankası ekibi Türkiye’nin temel eğitim çabalarıyla ilgili saptama ve politika önerileri geliştiren önemli bir belge hazırladılar: Türkiye'de Temel Eğitimde Kalite ve Eşitliğin Geliştirilmesi Zorluklar ve Seçenekler (Improving The Quality And Equity Of Basic Education In Turkey: Challenges And Options).
Sadece eğitimin resmi sorumlu ve görevlisi olan Milli Eğitim Bakanlığı değil, kamuoyu nezdinde de önemsenmesi ve farkına varılması gerektiğini düşündüğümüz raporu İktisat ve Toplum okurlarıyla kısaca paylaşamayı uygun görüyorum.
Bu yazıda altmış sayfalık raporun yönetici özetini kısaltarak ana başlıklarıyla aktaracağım. Raporun tamamı konuya ilgi duyacakları bekliyor.

A.   Giriş ve Arka Plan

1.    On yıl önce Binyıl Kalkınma Hedeflerinin başlatılmasından bu yana herkes için eğitim pek çok hükümetin temel hedefi olmuştur.   
2.    Avrupa ve Orta Asya (ECA) Bölgesindeki 29 ülkede yapılan son bir araştırmaya göre eğitim Türk halkı için en büyük ilgi alanıdır. 
3.    Temel eğitim eğitimin ve öğrenmenin temelidir, bu itibarla Türkiye’nin Herkes için eğitim çabasını başlattığı yerdir.  
·         Sonuç olarak, Türkiye temel eğitime erişim konusunda kayda değer bir ilerleme kaydetmiştir ve 2010/11 itibarıyla temel eğitimde yüzde 98.4 net okullaşma oranı ile neredeyse evrensel okullaşma oranına sahiptir.
4.    İlköğretimde yaygın katılıma yaklaşan Türkiye artık eğitimin kalitesini artırmak ihtiyacının farkındadır.
5.    Türkiye'de temel eğitimin mevcut durumu değerlendirildiğinde kalitenin OECD ülkelerinin çoğundan çok daha düşük olduğu görülmektedir ve performansı düşük ve yüksek olanlar arasında da büyük fark vardır.
6.    Kalite, Türkiye'deki farklı okul türleri arasında eşitsizdir. Bu durum okula nerede gittiklerine bağlı olarak öğrenciler arasında yaşam boyu eşitsizliklere yol açmaktadır.
7.    Başarı farklılıkları, bireylerin sosyo-ekonomik ve aile arka planı farklılıkları en önemlileri olmak üzere, birçok faktörle ilişkilidir (Dinçer ve Uysal, 2010).
8.    Başarı farklılıkları en başta bu yüksek kaliteli okulların akademik seçiciliği olmak üzere,  gidilen okulun spesifik özellikleri  ile yakın ilişkilidir.
9.    Bu Politika Raporu temel eğitimde kalite ve eşitliğin nasıl iyileştirileceğine dair Türkiyedeki paydaşlar arasındaki tartışmalarda bir girdi olması için planlanmıştır.  
10.  Politika Raporu Türkiye Hükümetinin Dünya Bankasıyla politika görüşmelerinde ilgi gösterdiği dört alanı ayrıntılı incelemektedir: Erken çocukluk eğitimi, öğretmenler, eğitim finansmanı ve enformasyon.
11.  Bu doküman bu alanların her birinde uluslararası kanıtlar ve spesifik politika seçenek tartışmaları ile birlikte Türkiye’de temel eğitim uygulamasının analizini ve kıyaslamasını ortaya koymaktadır.  

B. Politika alanı 1: Erken Çocukluk eğitimi

12.  Erken çocukluk yıllarına yatırım, hem bireysel hem toplumsal bakış açısından, en yüksek getiri oranını sağlar (Carneiro & Heckman, 2004).
13.  Türkiye’de erken çocukluk eğitiminde özellikle son on yılda önemli ilerleme olmuşsa da katılım düşüktür ve adaletsizlik yaygındır.
14.  Şu ana kadar mevcut olan kısıtlı ampirik kanıtlara göre okul öncesi eğitimin kalitesi oldukça düşük görünmektedir.  
15.  Hükümet tüm öğrencilerin öğrenmeye hazır olarak okula başlamalarını sağlamak için erken çocukluk eğitimine yatırım gereksiniminin farkına varmıştır.
16.  Türkiye’de ilköğretimde kapsam ve kalitenin geliştirilmesi için politika seçenekleri:
                                                                                               
       Ülkenin 2014/15 itibariyle kreşlere yaygın erişim hedefine ulaşmak için Milli eğitim Bakanlığının erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırılması açılımınının bundan sonraki basamaklarını değiştirmek

       Erken çocukluk döneminde kamu ve özel hükümlerin kalite güvencesi çerçevesi geliştirmek

       Erken çocukluk eğitiminin önemi hakkında enformasyon kampanyalarını artırmak.


C. Politika alanı 2: Öğretmenler

17.  "Öğretmen kalitesi" öğrenci başarısını etkileyen tek ve en önemli okul değişkenidir. 
18.  Türkiye, öğrenci nüfusu artan genç bir ülke olup bu artış öğretmen sayısının artışı için acil talep yaratmaktadır.
19.  Türkiye'de öğretmen ve öğretim kalitesi uluslararası standartlara göre düşüktür. 
20.  Türkiye’de öğretim kalitesini artırmak için politika seçenekleri:
       Öğretmenin ilk yıllarından sorumlu öğretmenleri destekle ve elde tut.
       Yüksek kalitede öğretmenleri çekmek ve elde tutmak için - parasal ve parasal olmayan
yeni teşvikler oluştur.  

D. Politika alanı 3: Finansman

21.  Türkiye dahil olmak üzere OECD ülkelerinde eğitim harcamaları, son zamanlarda kişi başına GSYİH büyümesini geride bırakacak biçimde hızla artmıştır.
22.  Eğitime yapılan kamu harcamalarına bakıldığında Türkiye görece etkin görünmektedir, ancak bu tabloya özel harcamaların eklenmesi Türkiyenin eğitim harcamalarındaki toplam etkinliği hakkında soruları gündeme getirmektedir.   
23.  Eşitlik temelinde görünüm daha nettir: Türk eğitim sistemi finansman kurumları
oldukça adaletsiz olup eğitimde fırsat eşitsizliğini önemli ölçüde artırıcı katkıda bulunduğu izlenimi vermektedir.
24.  Ailelerin önemli mali katkısı, dersane adı verilen özel eğitim merkezlerinin öncülük ettiği   “eğitimde parallel sistemler” içine yerleşmiştir.
25.  Özel eğitime erişimden kaynaklanan eşitsizlikler bölgeler arasında kamu kaynaklarının dağılımındaki önemli eşitsizliklerle daha da artmaktadır (Çıngı et al., 2007).

26. Türkiye’de finansman kalitesini iyileştirmek için politika seçenekleri:

Kişi başı finansman ilkesi formülüne dayanan kamusal eğitim finansmanı için yeni bir sistem uygulamak. Kamu kaynaklarını ihtiyacı büyük olan gruplara ve en yüksek eğitim getirisi olanlara doğru yönlendirmeyi artırmak.
• Mevcut orta ve yüksek öğretime giriş sınav sistemini elden geçirmek.

E. Politika alanı  4: Enformasyon

27. Politika yapıcılar, öğretmenler, okul liderleri, öğrenciler, veliler ve toplum için enformasyon
temel eğitimin kalite ve eşitliğini iyileştirmesine yardımcı olabilir. Neyin iyi gittiğini ve nerede gelişmeye ihtiyaç duyulduğunu tespit ve analiz ederek, tüm paydaşlara yerel ve ulusal düzeyde değişimi zorlamak için daha fazla söz hakkı sağlayacaktır.
28. Türkiye'de enformasyonu toplamaya ve kullanmaya başlama girişimleri, sistemin geliştirilmesi için daha iyi veri ve bunun daha fazla kullanılması yönünde bir ilgi olduğunu ortaya koymaktadır.  
29. Eğer veriler ve çalışmalar Türkiye’de değişim ve iyileşme için destek sağlamaya gerçekten katkı yapacaksa bu veri zenginliğinden daha fazlasını yapmak gerekiyor: Bu da kültürel bir değişim gerektirecektir
30. Türkiye’de eğitim sisteminde karar verme ve sorumluluk derecesinin iyileştirilmesinde enformasyonun rolünü artırmak için politika seçenekleri: 
       Türkiye'de temel eğitimin durumu hakkında yıllık rapor oluşturarak eğitim hakkında kamusal tartışmayı teşvik etmek.
·         Okul temel eğitim karneleri yoluyla kamuya geniş çapta açık olacak biçimde, ayrı ayrı okullar hakkında, girdi ve çıktıları içeren enformasyon oluşturmak.

F. Sonuç

31. Türkiye son on yılda eğitime erişimi önemli derecede artırmışsa da önünde önemli zorluklar vardır: kalite ve eşitlik.
Türkiye’nin eğitim sistemi halen ülkenin büyüme ve rekabet arzularına göre düşük kalitededir ve diğer OECD ülkelerine göre daha adaletsizdir.
32. Erken çocukluk eğitimi öğretmenler, finansman ve enformasyon gibi alanlar Türkiye'de temel eğitim kalitesini iyileştirmeye yönelik herhangi bir sürecin sıçrama tahtalarıdır.
------
Raporun ana hatları bu şekilde. Can alıcı vurgulamanın ben de altını çizmek isterim ki eğitimde eşitsizlik çok belirgin ve ülkemizin önündeki ciddi sorun. Ailelerin madden canını yakmakta olan dersanecilik sistemine yapılan vurgu ise bize ders olmalı.












Hiç yorum yok: